Bezirgan Yaylası, Bezirgan Köyüne bağlıdır. Bezirgan Köyü günümüzde popülerliğini 2010 yılında The Times Gazetesinin “Türkiye'de Gizli Kalmış Yerler” listesine girmesi ile kazanmıştır. O günden beri de yüzlerce turiste ev sahipliği yapmıştır. Bilinen geçmişi 250 yıla dayanan Bezirgan Köyünün adı, pazar yeri anlamına gelmektedir. Bezirgan Yaylası ise adeta bir pazar yeri gibi düz bir ovaya kuruludur. Köylünün ürettiği tahıllar da Bezirgan yaylasının biraz üzerinde olası bir felaketten korunmak amacıyla saklanır. Gezinizde bu ambarları da ziyaret edebilirsiniz.
Kaş denince akla koylar gelse de Bezirgan Yaylası, ayıracağınız vakte değecektir. Kalkan’a 15 km uzaklıkta olan bu yaylaya giderken tüm Akdeniz manzarasını ayaklarınızın altında hissedeceksiniz. Yerden 500 metre yükseklikte olan Bezirgan Yaylası, yazın serinlemek ve yöreye özgü yayla evlerini görmek isteyenler için ideal bir nokta.
Simena Antik Kenti, Antalya’nın Demre ilçesinde yer alır. Simena Antik Kenti küçük bir Likya kıyı kentidir. Günümüzde Kaleköy olarak anılan bu kent, M.Ö. 4. yüzyıldan beri iskan görmüş bir kenttir. Stratejik konumuyla korunan bir kaleye de ev sahipliği yapar ve Antik Kenti ziyarete gelenlere inanılmaz bir seyir keyfi vermektedir. Simena Antik Kenti’nin içerisinde ayrıca antik bir tiyatro bulunmaktadır.
Simena Antik Kenti’ne ulaşım sadece denizden sağlanabilir. Üçağız köyünden kalkan teknelerle kısa bir sürede Simena Antik Kenti’ne ulaşmak mümkün.
Xanthos, antik kent özelliği taşır. Kaş’ın en çok ilgi duyulan kentlerinden biridir. Büyük bir tarihe sahip olan bu kent, her yaz yüzlerce turisti kabul eder. Ulaşımı da kolay olan Xanthos’a bağlantısı olan Kınık köyünün tabelalarını takip ederek kolaylıkla bu bölgeye ulaşabilirsiniz.
Xanthos kenti nehir kenarında, iki tepe üzerine kuruludur. Yapılan kazı çalışmalarına göre kentin tarihi M.Ö. 800 yılına dayanır. Tarihçilerin kent hakkında yaptıkları açıklama ise kentin onlarca defa yandığı, yerle bir olduğu ama küllerinden tekrar doğabildiğidir. Kent, tarih boyunca onlarca savaşa şahitlik etmiştir. Farklı milletlerin liderleri tarafından işgal edilen bu kent, içerisinde birçok anıtlar ve kalıntılar barındırır. En ilginç kalıntılar tiyatronun batı ucunda bulunur. Bunlardan ilki Harpy anıtıdır. Harpy anıtı oldukça yüksekte konumlanmaktadır. Üzerinde ölmüş anne ve yanında uzanan kadın gövdeli, kuş kanatlı ölülerin ruhlarını yaşadıklarına inanılan kabartmalar vardır. Günümüzde, orjinal kabartmaları British Museum’da görülebilir.
Xanthos, ziyaretçilerini yüzyıllar öncesinde getirecek anıtlarla çevrilidir. Hala kazıları devam eden bu bölgenin her köşesinde hayranlık duyacağınız kalıntı ve anıtlara rastlayacaksınız.
Letoon, aslında konum olarak Fethiye’de bulunmaktadır fakat Kaş’a olan yakınlığından ve içerisinde bulunan önemli yapıtlardan dolayı rotanızı buraya da çevirebileceğinizi düşündük. Letoon, yerleşim izlerinin M.Ö. 7 yüzyıla dayandığı bir antik kenttir. İsmi ise Şair Ovidious’a göre Zeus’tan hamile kalan Leto’ndan gelir. 1988 yılında UNESCO Dünya Kültür Mirası listesine girmeye hak kazanan Letoon, döneminin önemli dini merkezlerindendir.
Letoon, M.S. 7. yüzyıldan sonra halk tarafından terk edilmiştir. Yapı itibariyle bir antik kent değil kült merkezidir. Zamanında burada yaşayan kişiler çoğunlukla din adamları, kamu görevlileridir. İçerisinde 7.800 kişilik tiyatro bulunan kült merkezinde geçmişe dair birçok kalıntı ve anıtlara rastlayabilirsiniz.
Patara Antik Kenti, Kaş’ın Kalkan beldesinin yakınlarında konumlanmıştır. Muğla sınırlarında olan bu bu kent, Kaş’a 40 km uzaklıktadır. Patara Antik Kenti bir Likya kentidir. Zamanında Likya’nın başkenti olan bu yer, Likya Birliği'nin üç oy hakkı bulunan kentlerinden biridir. O dönemde, kentte karar alınması gereken konular meclis eşliğinde Patara Antik Kentinde gerçekleştirilmiştir.
Likya dilinde Pttra olarak anılan kent M.Ö. 8. yüzyıllara dayanan bir geçmişe sahip. İskender’in kuşattığı yerlerden biri olan Patara kentinin önemi başkent olmasından da tahmin edilebilir. Patara’nın önemli bir yere sahip olmasında Patara limanı da büyük bir etkendir. Bu limandan kolaylıkla hububat deposu ve sevkiyatı yapılabilmekteydi. Bizans döneminde de gelişimi durmayan kent, Hristiyanlar için de önemli bir yere sahipti. Söylenenlere göre; Noel Baba olarak anılan Saint Nicholas, Pataralı’dır. Öyle ki; ticaret merkezi olan Patara, kehanet merkezi olarak da görev almaktaydı. Kentte bulunan kalıntılar ise genel olarak Roman dönemi lahitleri, hamam, tiyatro binası, Hadrianus Granarium’dur.
Kaş’ın tarihte yer alan ismi Antiphellos’tır. Antiphellos, “kayalıklı yerin karşısı” anlamına gelir. Antiphellos, Karia ve Lykia bölgelerinin kesişme noktasında konumlanmıştır. Bu nedenle, önemli bir ticaret merkezi olarak da bilinir. Anadolu seferi sırasında Büyük İskender’in egemenliğinde olan Antiphellos, Büyük İskender’in ölümüyle Seleukoslar ve Ptolemaiosların eline geçmiştir.
Roma döneminde ün kazanan Antiphellos, piskoposluk merkezi olarak da varlığını sürdürmüştür. Günümüzde gotik tarzlı veya Likya yazıtlı kayaları, lahitleri ve antik tiyatroyu görmek isteyen ziyaretçilerin sıklıkla ziyaret ettiği bir bölgedir.
Apollonia Helen dilinde “Apollo’nun Yurdu” anlamına gelir. Kaş’a 22 km uzaklıktadır. L harfine benzer bir kayalığın üzerindedir. Kılınçlar Köyü’nde yer alan Apollonia, Lykia Birliğine bağlıdır. Kim tarafından kurulduğu belli olmayan bölgeye ilk yerleşim izleri MÖ 4. yüzyıla dayanır. Yakınlarında Simena, Aperlai ve İsinda Antik Kentleri bulunan Apollonia, bu kentlerle beraber Tetrapolis isimli Dört Kent Birliğine katılmıştır. Surlarla çevrili Apollonia’da kalıntılara rastlayabilir, Antik Tiyatroyu gezebilir ve hamam gibi bazı yapıların değişimini inceleyebilirsiniz.
Aperlai, Kaş’a 25 km uzaklıkta yer almaktadır. Deniz kıyısında kurulu bu kente günümüzde ulaşım Kaş’tan veya Üçağız’dan teknelerle sağlanmakta.
Aperlai, döneminde Likya Birliğinin en önemli kentiydi. 5. yüzyılda inşa edilen bu kent 16. yüzyıla kadar balıkçı ailelerinin evi olmuştur. Zamanla, burada yaşayan halk kenti terk etmiştir.Günümüzde, Aperlai rıhtımı sular altında kalsa da doğusundaki lahitleri görmek mümkün.
İsinda, Belenli Köyünün 3 km kadar uzağında yamacın kıyısında konumlanmış bir kenttir. Çevresi surlarla çevrelenmiştir. Kaş’a 8 km mesafede olan İsinda’ya antik yazılarda pek rastlanılmamıştır. Bu da, bu kentin antik olmadığına dair göstergelerden biridir. Küçük bir yerleşim yeri olan bölgeye MÖ 4. yüzyılın yarısından sonra iskan başlamıştır. Burada, daha çok ufak beyler ve sülaleler yaşamıştır. Zamanla, halkın gelişen farklı bölgelere taşınmaları ile İsinda, terk edilmiştir. Kalıntılar ise Belenli köyünün üzerinde bir tepede sergilenir.
Pirha Antik Kenti, denizden 850 metre yükseklikte kurulmuştur. Kaş’a bağlı Bezirgan köyünden 20 dakikalık yürüyüşle ulaşılabilen Pirha, her yaz yüzlerce turisti kendisine çeker. Antik kent kalıntılarıyla beraber, ziyaretçilerine sunduğu manzara muhakkak görülmelidir.
Neisa olarak da anılan Nisa Antik Kenti, Kaş’a 60 km uzaklıkta yer alır. Kaş’ın yayla köylerinden de biridir. Helenistik dönemde ilk kez sikke basmasıyla ismini duyurmuştur. Helenistik döneme dair işçiliği, Antik kentin agorası ve tiyatrosunu Nisa’da görebilirsiniz. Aynı zamanda, Nisa, Hristiyanlık döneminde piskoposluk merkezi olarak da görev almıştır. Günümüzde bahsedilen sikkeleri, Antalya Müzesi’nde sergilenir.
Helenistik döneme dair işçiliği, Antik kentin agorası ve tiyatrosunu Nisa’da görebilirsiniz. Aynı zamanda, Nisa, Hristiyanlık döneminde piskoposluk merkezi olarak da görev almıştır.
Kart bilgileriniz SSL sertifikası
Müsait
Dolu
Ödeme Bekliyor
Giriş-Çıkış
